aposto-logo
TR
TREN
Bültenler
Radyo
Üyelik

Bültenler

Radyo

Aposto Üyelik

Aposto Hakkında

Kategoriler

Türkiye Yangınları

2021 Temmuz sonunda başlayan ve ağustosta da devam eden yangınlara dair gelişmeler.

10 Hikâye

Yangın gündemi: Hafta sonu neler yaşandı?

• Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli , dün gece 22.33'te yaptığı paylaşımda 28 Temmuz’dan bu yana 240 orman yangınından 235'inin kontrol altına alındığını; saat 19.00 itibarıyla Muğla’da Köyceğiz, Kavaklıdere, Milas, Yatağan ve Karaköy yangınlarının sürdüğünü açıkladı. Pakdemirli 21.00'de, Muğla’daki yangınlarda da durumun iyiye gittiğini ifade etmişti. Pakdemirli ayrıca "Yunanistan'ın uçak talebini değerlendirmeye çalıştıklarını" belirtti. • Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy; rezervasyon iptallerine ilişkin soruya " Yangının sönmesiyle iptallerin azaldığını, rezervasyonların arttığını görüyoruz." dedi. • Antalya Jandarma Komutanlığı yangınlara ilişkin sosyal medya hesaplarında provokatif paylaşım yaptıkları iddia edilen 66 kişi hakkında adli işlem başlattı, 17 haber sayfası ve internet sitesinin erişimlerinin engellenmesi için başvuru yaptı. • Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Manavgat ve çevresinde yaklaşık 60 bin hektarlık verimli orman alanının yanmış olabileceğini söyledi. ATSO'nun sera, bahçe, tarla, küçükbaş, büyükbaş ve kanatlı hayvanlara ilişkin tahminlerine göre ekonomik kayıp en az 1 milyar lira civarında. • Medyascope’tan Doğu Eroğlu’nun haberine göre Akbelen Ormanı’na YK Enerji tarafından gönderildiklerini belirten gönüllüler, 60’tan fazla ağacı kesti. Kesim işlemi için gönderilen yangın söndürme gönüllülerinden biri, “Yangını önlemek için buraya getirdiklerini sanıyoruz.” dedi. • Bir adım geriden: YK Enerji’nin termik santrallere linyit sağlayan açık maden ocağına katmak için gerekli izinleri aldığı 740 dönümlük alanda 17 Temmuz’da Orman Genel Müdürlüğü tarafından ağaç kesimleri başlamış, İkizköylüler ve çevre aktivistleri kesimleri durdurmak için direniş göstermişti. İkizköylüler, iznin iptali yönündeki taleplerini mahkemeye taşımıştı. Mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar vermişti. • İkizköylüler, ormanlarda kesim yapma yetkisi yalnızca OGM'ye ait olduğundan, yetkisiz kesim yapan YK Enerji için suç duyurusunda bulundu.

Yangın gündemi: Hafta sonu neler yaşandı?

Ağustos 9, 2021

·

Makale

Nisan 23, 2024

·

Hikaye

Nisan 23, 2024

·

Hikaye

Nisan 23, 2024

·

Hikaye

Nisan 23, 2024

·

Hikaye

Nisan 23, 2024

·

Hikaye

Nisan 23, 2024

·

Hikaye

Nisan 23, 2024

·

Hikaye

Türkiye’deki yangınlar dünya basınına nasıl yansıdı?

The Guardian, The Financial Times ve The Economist gibi yayınlar; Türkiye'deki yangınları değerlendirdi. The Guardian Bethan McKernan tarafından hazırlanan ve 3 Ağustos'ta The Guardian'da yayımlanan " Anger in Turkey grows over government's handling of wildfires" başlıklı yazıda "Türkiye'nin dört bir yanındaki insanlar, yangınların nasıl bu kadar kontrolden çıktığına dair cevaplar arıyor." ifadelerine yer verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki hükümetin envanterde yangın söndürme uçağı olmadığını kabul ettikten sonra "kötü yönetim ve hazırlıksızlık suçlamalarıyla karşı karşı kaldığını" belirten yazıda Ankara'nın başta "batılı ülkelerden destek isteme konusunda isteksiz olduğu" ifade edildi. Yazıda görüşüne başvurulan orman politikaları uzmanı Erdoğan Atmış, aşağıdaki ifadeleri kullandı: "AK Parti hükümet politikasının neredeyse yirmi yıldır bu yılki orman yangınlarının kontrolsüz yayılmasına katkıda bulunduğunu gösteriyor. Türkiye'nin ormanları ekosistem olarak gerektiği gibi korunmuyor ve bunun yerine gelir getirici araziler olarak görülüyor." The Financial Times The Financial Times'ta Ayla Jean Yackley tarafından kaleme alınan " Erdogan under pressure over Turkey's response to wildfires" başlıklı yazıda bilim insanlarının İtalya ve Yunanistan'daki yangınları da örnek göstererek Türkiye'deki yangınlara değişen iklimin neden olduğu yönündeki yorumlarına referans verildi. Türkiye'nin Paris Anlaşmasını onaylamayan tek G20 ülkesi olduğu vurgulanırken HDP'den Hakkı Saruhan Oluç'un "İklim değişikliği anlaşmalarının onaylanmaması, hükümetin çevreyi korunmak yerine sömürülecek bir şey olarak görmesinden kaynaklanıyor." yorumu da yer aldı. Yazı araştırma şirketi KONDA'nın genel müdürü Bekir Ağırdır'ın ifadeleriyle sona erdi: "İnsanlar sorunların yönetilemeyeceğini gördükçe hükümete olan güven azalıyor. Türkiye kültür ve kimlik konusunda kutuplaşmaya devam ediyor ancak gündelik hayatın sorunları o kadar ağır ki – pandemi, işsizlik, enflasyon, sel, yangın – bu hükümetin bu sorunları çözemeyeceği hissi güçleniyor." The Economist The Economist’in 7 Ağustos tarihli " Turkey's deadly fires raise the heat for Erdogan" başlıklı yazısı, "Başkan'ın muktedir yönetici itibarı kül oldu" alt başlığıyla verildi. Hükümetin yangınlara hazırlıksız yakalandığının ve yerel halkın, hükümetin onları kaderlerine terk ettiğini hissettiğinin belirtildiği yazıda Türkiye'nin "iklim değişikliğiyle birleşen onlarca yıllık çevresel tahribatın etkilerinin sonuçlarını biçtiği" ifade edildi. Müsilaj probleminin, şiddetli kuraklığın ve flamingo ölümlerinin hatırlatıldığı yazı, "Yangınlar, iklim değişikliğini uzak tutmanın ne kadar zorlaştığını gösterdi." cümlesiyle son buldu.

Türkiye’deki yangınlar dünya basınına nasıl yansıdı?

Ağustos 7, 2021

·

Makale

Yangınlar ve devletin sorumluluğu

28 Temmuz’dan beri Türkiye’de 126 farklı yangın çıktı, hala kontrol altına alınamayanlar var. 8 insan, birçok da hayvan can kaybı gerçekleşti. Aynı dönemde Kuzey Avrupa dahil olmak üzere birçok bölgede iklim krizi kaynaklı yangınlar çıktı. Ancak diğer yangınlar kısa sürede etkisizleştirilirken Türkiye’deki yangınlar uzun süre kontrol altına alınamadı. Uçak/helikopter desteği gerektiği yerde THK’nın yalnızca 1 uçağı olduğu anlaşıldı. Sosyal medyada paylaşılan harita görüntülerindeyse THK’da 8 uçağın varlığı görüldü. Türkiye’deki imkanların yetersiz olması sebebiyle Hırvatistan'dan 1, İspanya'dan 2 Canadair uçağı gönderildi, ayrıca Rusya, Ukrayna ve Azerbeycan’dan da destek geldi. Yangın müdahalelerinde en çok dikkat çeken her türlü kamusal alanda seferber olan yurttaşlardı. Sosyal medyada doğru bilgi aktarımı ve saha çalışmalarında halkı gördük. Bugün, devletin sorumluluğunu Boğaziçi Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesinde öğretim üyeliği yapan Dr. Serkan Köybaşı ile konuştuk. Dr. Serkan Köybaşı N.K: Devletin yurttaşını, ülke sınırlarını ve elbette ki t abiat ını koruma yükümlülüğü ortada ancak sizden de dinlemek istiyoruz. Devletin yangın afetleri durumunda sorumluluğu nedir? S.K.: Doğanın ve ormanların korunmasına yönelik anayasal düzenlemelere bakıldığında 56. ve 169. maddeler ön plana çıkıyor. Madde 56 genel olarak çevre sağlığının korunmasını devlete ve vatandaşlara görev olarak yüklerken madde 169 doğrudan ormanların korunmasına özgülenmiş durumda. Bu maddenin ilk fıkrasına göre devlet, kanunlar aracılığıyla ormanları korumak ve sahalarını genişletmekle yükümlü. Yanan ormanların yerine yine orman yetiştirilmesi ve buraların başka amaçlarla kullanılmasını engellemek de yine Anayasa tarafından devlete yüklenmiş bir ödev. Anayasa tarafından yangınların önlenmesine yönelik devlete yüklenmiş açık bir sorumluluk hükmü bulunmuyor ancak “ormanların korunması” kavramı, yangınların çıkmasının önlenmesi ve çıkanların derhal söndürülmesi görevini de kapsar şekilde yorumlanmalı. Bu bağlamda yangınlara karşı yeterli tedbirin alınmaması ve çıkan yangınların eksik donanım nedeniyle söndürülememesi iktidarın anayasal sorumluluğunu ihlal ettiği anlamına gelir. Ne var ki bu hüküm, “program hüküm” dediğimiz, somut sonucu olmayan hükümlerden. Bir başka deyişle, bir niyet beyanı; ihlal edilmesi halinde cezaî bir sonuç doğurmuyor. Bu maddeye dayanarak herhangi bir mahkemede dava açılması mümkün değil. Ancak, eğer yangından doğrudan etkilendiyseniz ve zarara uğradıysanız, o zaman, idare mahkemesinde dava açıp, idarenin yangının çıkmasındaki veya söndürülmesindeki ihmali nedeniyle tazminat talep edebilirsiniz. Eğer bu davadan olumlu bir sonuç alamazsanız, Anayasa Mahkemesi’ne Anayasa madde 35 ile korunan mülkiyet hakkınızın ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilirsiniz. N.K: Daha ö nce birçok kez “ rant i çin” orman yangınlarına şahit olduğumuz için “ Bu b ö lgeler turizm faaliyetlerine açılabilir mi?” sorusu geliyor. Belirttiğiniz gibi madde 169'a g ö re yangın çıkan arazı yeniden ormanlaştırılmak zorundadır, imara açılmaz. Peki yurttaşın burada başvurabileceği bir alan var mıdı r? Evet, Anayasa madde 169 çok açık şekilde yanan ormanların yerine yenisi yetiştirilir diyor. Bu, amir bir hüküm. Ancak yine burada da aynı durum söz konusu. Eğer kişisel olarak bir zarara uğramıyorsanız ne yazık ki Türk hukuk sistemi size vatandaş olarak böyle bir dava açma hakkı tanımıyor. Nitekim yanan çok sayıda ormanlık alanın daha sonra otele veya başka bir işletmeye dönüştürüldüğüne şahit oluyoruz. Sadece bu iktidar değil, daha önceki iktidarlar da bunu bir rant kapısı olarak gördü ve açıkça Anayasa’yı ihlal etti. AKP iktidarında bu ihlal artarak sürüyor. “ Tek bir çivi bile çakılmayacak” denen yerlere devasa otellerin inşa edildiğini üzülerek ve öfkelenerek izliyoruz N.K: 18 Temmuz 2021'de Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Yeni yasaya g ö re ÇED raporu aranmadan Millî Parklar içinde tesis yetkisi Turizm Bakanlığı'na verilecek. Çevreci bir Anayasa Doktoru olarak yeni yasayı nasıl değerlendiriyorsunuz? S.K: Bu bir eko-kırım yasası. Doğanın tahribatından kâr ve rant çıkarmak için hazırlanmış bir katliam yasası. Tam bir gözü dönmüşlük. İklim krizinin ortasındayken doğanın her unsurunu her zamankinden daha fazla korumamız gerekiyor. Alınan önlemler ve çıkarılan kanunlar bu yangının söndürülmesine yönelik olması gerekirken, tam aksine, doğayı geri döndürülemez şekilde tahrip etmek için kanun çıkarmak mantıkla açıklanabilecek bir durum değil. Bu kanun, elbette Anayasa madde 169’a birçok açıdan aykırı. Maddenin ilk fıkrasında devlete yüklenen “ormanların korunması” ve 3. fıkrasındaki “ormanlara zarar verecek faaliyetlerin engellenmesi” yükümlülükleri bu kanunla ihlal ediliyor. Genel olarak çevre ve insan sağlığının korunmasını düzenleyen Anayasa’nın m.56 ile de çelişki içinde. Anamuhalefet partisi en kısa zamanda kanunu Anayasa Mahkemesi ’ ne taşımalı ve Mahkeme de derhal karar vermeli ki doğaya verilen zarar asgaride kalabilsin.

Yangınlar ve devletin sorumluluğu

Ağustos 3, 2021

·

Makale